Ömer'den: Kaan'ın bana dün attığı mesajlar beni çok sinirlendirmişti. Kızgın kızgın lavaboya gidip hazırlandım. Bu sırada yanıma annem geldi. Olayları uzun uzun anlattım. Hala kızgındım ama Kaan dediklerinde haklıydı. Bu yüzden olayı fazla büyütmedim. Kapıya doğru çıktım, babam beni bekliyordu. O sırada Kaan'dan yine mesaj geldi:
Kaan (Çevrimiçi)
K: Ömer arabaya bindin mi?
Ö: Evet. Neden sordun?
K: Ya çok heyecanlıyım!
Ö: Evet bende.
K: Çıkmadan önce okumuştum Paris'te Türkiye tanıtım günleri olacakmış.
Ö: Ne güzel yaa! Paris halkı ülkemizi tanımış olur.
K: Havaalanına biz varmak üzereyiz. Ben kapatıyorum.
Ö: Bizimde 15 dakika kaldı.
K: Kaybolursanız diye ben kapıda seni bekleyeceğim. Burda her şirketin ayrı ayrı havaalanı var.
Ö:Tamam.
Kaan ( Son görülme: 9:30)
Havaalanına varmıştık. Tam da Kaan'a attığım mesajda dediğim gibi 15 dakikada anca gelmiştik. Fakat hava güneşli olduğu için Kaan'ın nerde olduğunu göremedim. Ayrıca Kaan'ın sesini bir ara yöneldiğim yönden duyduğumu sandım. Meğer çaprazındaki havaalanından sesi geliyormuş. Acaba başıma güneş mi geçmişti? Yoksa hastaydım da ben mi anlamadım? O şom ağzımı açmıştım yine. Ay nazar değdireceğim kendime yoksa? Kendine gel Ömer! Kaan ile buluştuktan sonra uçağımızı beklemeye başladık o sırada birbirimizle sohbet ediyorduk. İyi ki biletleri erken almışız. Eğer almasaydık Paris bizim için hayal olurdu. İkimizde Eyfel'i yakından görmek istiyorduk. Daldığımız sırada ben en son isimlerimizi duydum. Hemen yan yana aldığımız sıraya oturduk. Ben o kadar heyecanlıydım ki gece uçakta uyuyamadım. Sabah olunca hostesler ve hostlar meyve suyu getirdi. Hemde portakallıydı! En sevdiğimden.
-Son-
Kelimelerin anlamı: Şom ağızlı bir konu hakkında ağzını hayra açmayan, Hostes uçakta çalışan kadın görevli. Host uçakta çalışan erkek görevli.
Bakalım Kaan ve Ömer'e nolacak?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder