14 Ağustos 2025 Perşembe

Anımı anlatıyorum... üstelik benim için çok özel bir anı

 Buradan koptuğum ve yazmayı bıraktığım süreçte iyisiyle kötüsüyle bir çok şey yaşadım... tıpkı yürüme zamanı gelen ve düşe kalka da olsa yürümeyi bir şekilde öğrenen bir bebek gibiydim bu süreçte... 2 yıldır tanışmayı beklediğim, tanışırsak nasıl olur diye düşünmeden bir gecemi geçiremediğim biri vardı, Semicenk.. iki kere konserine gitmiştim önceden, el salladığımda ya da kalp yaptığımda farketmesi beni çok sevindirmişti.. bu sefer durum farklıydı, tanıtım yapıyormuş gibi olmaması açısından mekan adını gizli tutacağım... 7 Mayıs sabahıydı... içim kıpır kıpır önceden planladığım her şeyi biraz da aile desteğiyle tamamladım :) kombinimden takılarıma kadar her şeyi gerek rengi gerekse de üzerimdeki duruşuyla özenle seçtim... akşam olup yola çıktığımızda ekip sağolsun, bize çok yardımcı oldu, en öne geçirildik... tabii o sırada ne ben çevreyi dinliyorum ne de heyecandan konsere odaklanabiliyorum... kafamın içinde her şey o kadar dağınık ki neyin ne ara olduğu bile karışık şu an... Konser öncesiydi, daha hazırlıkların son aşaması yapılıyordu o gün gözlemlediğim kadarıyla... görevliler sağdan soldan koşturuyordu... o gün sadece şu cümleyi kurduğumu hatırlıyorum "Keşke bu sefer buluşabilsek..." çevredeki uğultuların arasından sadece bizim için ayarlanan bölüm hakkında konuşmalar ve ufak rica tonlamalarını net duyabildim... konser başladığında bazı görevliler yerini alırken bir kısmı hala daha koşturmaca içerisindeydi.. Elimde o gün yapay zekadan yaptığım ve kendimce değersiz bulduğum bir çizim vardı... içimdeki umut ışığıyla konserin bitmesini bekledim, nihayet son şarkı çaldı ve o an kendimi kulis koridorunda buldum... önümde birazdan benim için açacakları beyaz bir kapı ve o kapının ardında 2 yıldır tanışmayı beklediğim sanatçı vardı... son kez elimdeki resime baktım... bir yakın koruma bir resim arasında gidip geldi gözlerim... beyefendi bize kapıyı hafif gülümseyerek açtı.. ben tabii anın şokundaydım... gerçekten o karşımda mıydı? ya da bu an gerçekten yaşanıyor muydu? bir süre donakaldım, o bana baktı, ben de ona... sonra suratıma su çarpmışcasına bir aydınlanma yaşadım, resmi ona uzatmamıştım ve o beni bekliyordu... nihayet taşların bir kısmı yerine oturdu... elimdeki kalemi ve yaptığım "değersiz" çizimi ona doğru uzattım, hemen aldı.. adımı sorduğunda ben hala bu yaşananların gerçek olduğuna kendimi inandırmaya çalışıyordum... kendim bile duyamayacağım bir sesle "Esma" dedim... kulis girişinin hemen yanında bulunan aynalı masaya doğru yürüdü... o an kulaklarım kalemin sesiyle doldu... başka hiç bir şey değil, sadece bir kalem sesi... imzaladığı kağıdı uzattığında yine ona bakakaldım... yine aynı tonla "teşekkür ederim" dedim. O da "ne demek rica ederim" dedi... ama sesini sadece ben duyabildim... gelelim o günü 8 Mayıs'a bağlayan geceye... saat 12.00 oldu ve bende uykudan eser yoktu, bekledim de bekledim... uykum geldiğinde saat 04.00 olmuştu... düşünsenize, 4 saat uyumadım. Değersiz gördüğüm o fotoğrafı sevdiğim sanatçı beni mutlu etmek için imzalamıştı... 

Daha ne yazabilirim bilmiyorum ama sanırım bu fotoğraf o an yaşanan her şeyi anlatmaya yeter :) Sizi seviyorum... hoşşşca kalınnn 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Anımı anlatıyorum... üstelik benim için çok özel bir anı

 Buradan koptuğum ve yazmayı bıraktığım süreçte iyisiyle kötüsüyle bir çok şey yaşadım... tıpkı yürüme zamanı gelen ve düşe kalka da olsa yü...