Ömer'den: Bugün okula gidiyoruz ve yanımızda Özge de var. Paris'te yaşadığı her şeyi, nasıl taburcu olduğunu, bizi çok özlediğini anlatıp durdu yol boyu. Ama ben bu kızı bir gün gerçekten yiyeceğim 💜❤ sesi o kadar tatlı, o kadar masum ki... sanırsınız birini incitip hatasını size telafi etmek istercesine boyun eğmiş masum masum konuşan çocuklar gibi.
Kaan: Bizim okulda ilkokul katına bir geçiş var, seni kim bıraksın istersin?
Özge sessiz kalmıştı ama umarım " Beni Ömer abi bıraksın." der.
Özge: Bilmiyorum, sonuçta ikinizde abim sayılırsınız. İkinizi de seviyorum.
Ömer: Yaa yerim seni been!
Kaan: Peki, madem kararsızsın seni Ömer abin bıraksın bende derse gireyim.
Özge: Tamam, çıkışta buluşalım mı?
Ömer: 2. ders boş bizim, istersen o zaman gel. Hem artık sınıfta tanınıyorsun. Bir sorun da çıkmaz.
Özge: Aa! Ceylin hoca yok.
Kaan: Sizin Türkçe dersine giren hoca mı?
Özge: Evet abi, herhalde hasta.
Bu sırada bizim kata geldik. Yani 5'lerden 8'lere kadar koridoru uzattıkları ortaokul katına.
Kaan: Senin ilk dersin ne kuzucuk?
Özge: Türkçe.
Ömer: Bence sınıfa gelsin. Zaten bizim seçmeli yazarlık dersi de boş.
Kaan: Tamam.
Sınıfa girdik ve bizim sıraya oturduk.
Okul çıkışında hoplaya zıplaya eve döndük.
- Son -
Hikayelerin güzel. daha uzun olsa keşke.
YanıtlaSil